Yürüyüşten döndüm az önce. ( Bir yazıya böyle başlanır mı bilememekle birlikte tam olarak olsun artık yapacak bir şey yok ) Evet nerede kaldım yürüyüşten döndüm az önce. Ve kendimin çok da iyi olmadığıma kanaat getirdim artık. Hep bir söylenti vardı ve ben bu söylentilere hep iyi şeye özenin diye cevap veriyordum ama. Yolda yürür halde olduğumu unutup eller havaya moduna girip hafiften dans moduna geçmem çok da normal bir şey değil zannediyorum. Zira bir doktora ihtiyacım olduğunu hissettirdi bana.
Olay şöyle vuku bulmakta. Ben her akşam sağlıklı yaşam hesabı yürüyüşler yapmaktayım. Karşıyaka sahilden Bostanlı takılmaktayım bu sahil güzergahlarında. Bir de tempolarım var tabi aklımda bir şey kurup ona göre tempo yaratıyorum. O konuyu çok da açmak istemiyorum o da ayrı bir dava. Neyse.. Mp3 playerim vardı yanımda bir şeyler dinleyeyim dedim her zamanki gibi. Belirli yürüyüş şarkılarım var mesela onlardan sıradan gider olay.
Yürüyüş şarkılarım arasında
Carry on my wayward son , short skirt long jacket, stargazer, processed beats, fear of the dark, there is a light that never goes out , barracuda , slippery when wet gibi birbirinden alakasız şarkılar bulunmakta .Arada bir yerde Hande Yener çıktı bu son şarkısı zıpırık zıpırık ve ben kendimi bir anda sallanmayı bırak eller havaya modunda buldum bir de şarkıyı söylüyordum. Biraz biraz sonra kabustan uyanmış gibi oldum zira yadırgayarak bakan gözler üzerimdeydi. Çok utandım o gözleri görünce fakat bir o kadar da eğlendim enteresan şekilde.
Kopmak güzelmiş her nerede olursa olsun.

0 yorum: