Okudum şiirimi -yalnız bir opera- geldim odamın loş aydınlığına. Ambians yarattım kendime belki huzurlu olurum diye geceleri. Masalar kurdum penceremin önüne kalemliklerimi dizdim kitaplarımı yerleştirip dikkatimi toplar çalışırım diye. Yapabiliyor muyum peki ? Güzel soru kendi kendime. Birşeyler var engelleyen beni . Bir yanım kopuş aşamasında hayatla bir yanım da sıkı sıkıya bağlanmaya can atar vaziyette. Yoruluyorum gel gitlerimde.
Neyse ama bir yandan da çalışma isteği var ya o bile bir şey . Neden buraya geliş neden günlük misali buraya yazış bende bilmiyorum. Son dönem iletişimsizlikten olsa gerek. Ya da hep dinleyip anlatamamaktan içimde tutmaktan kaynaklı. Ee bir püüf ! diyor insan . Gerçi yazmaya dökmeye çalışıyoruz da içimizi noluyor ? Düşünceler karman çorman belli bir mantık aşaması bile yok. Neyi nereden tutsam dipsiz bir kuyu mübarek. Dalmaya da üşeniyorum ya . Yüzeysel takılmacalar.
Bir de bunlar yetmezmiş gibi evdeki inşaat sıkıntısı oraya koştur buraya koştur durumları germesin mi adamı . Ee gersin . Ki nitekim geriyor da . Klozetler fayanslar derzler efendime söyliyim iç takımlar kemerli kemersiz her türlü bilgiye sahibim. Araştırma aşamasında sanki füze aldık anasını satiyim. Giden zamana mı yanıyım halbuki git bi yerden hallet di mi ama yok illa bi çin işkencesi çektirilecek kendime. En büyük derdim kendimim sanki ağzıma .ıçıyorum o derece. Şimdi oturmuş burada sinirle bir yandan boynumu kaşırken aslında yarın ne yapacağımı düşünmemeyi istiyorum ya da nerede yıkanabileceğimi. İğne batırılıyormuş gibi hissediyorum her yerimden ıyh gıcık bir durum . Sinirimi bir nevi buradan aktardım sevgili bloğum. Ama bununla da bitmiyor ki .
Sabah sabah gün güneşli insanlar neşeli derken yüzyılın geyiği pozitifleşme aşamamda negatifleştim. Anot katot mevzu bahsi. Bazen anneler de sinir küpü yapabiliyor insanı. Ne kadar az tutsamda bu katotlaşma olayımı yine de katot katotdur öyle diyim.
Beni tek toparlayabilense bıcırığımı ve kuzenimi görmeye gitmiş olmamdı. Sanki şarj oluyorum onlarla takılırken. Seviyorum çikitoslarımı.
Geldim eve savaş alanı mübarek. Girdim odaya.
Bu iletişimsizlik bana çok koydu efendiler. Acayip sıkılmalar, sıkılmacalar, üffleyip püflemeciler.
İyi dedik hoş dedik yalnızlık güzel dedik bir baktık ayvayı yedik.
Ağzına top atayım böyle hayatın ( şu anki ruh halim )

0 yorum: